Mehmet Duyulmuş, Ece Mızrakçı, Filiz Ak, Nükhet Göfer den sonra Facebook’daki Appturc grubunun moderatörü Serap Utaşı söyleşiler köşesine taşıyoruz. Tumobart üyesi arkadaşımızı daha iyi tanıyalım.
Biraz kendinizi tanıtır mısınız?
İzmir doğumluyum, çocukluğum ve eğitim hayatımın tümü Ankara’da geçti. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. Çocukluktan beri hedefim olan hekimlik mesleğini yapmaktan dolayı çok mutluyum.
Neden mobil sanat?
Önceleri tek tek fotoğrafçılık ve mobil sanat uygulamalarını öğrenerek başladığım bu yolda, işi öğrendikçe bir fotoğrafa birçok uygulama yaptığınızda ortaya çıkan birbirinden farklı sonuçlar giderek bende bağımlılık yaptı. Aynı fotoğraftan soyut bir eser yapabildiğiniz gibi konulu bir eser de yapabilmek, başladığınız zaman işin sonunda ne olacak, ne çıkacak heyecanla beklemek ve görmek çok güzel. Bütün bunları yanınızda taşıyabildiğiniz cep telefonu ile her yerde ve istediğiniz her an yapabilmek de inanılmaz keyifli.
Sizi en çok etkileyen 3 mobil sanatçı kimler?
Aslında bunu üçle sınırlandırmak istemem, çünkü her bir mobil sanatçının farklı yönleri ve tarzları var. Dünyada mobil sanata yön veren ve bu akımının gelişmesi için çok yoğun emek harcayan Joanne Carter, Giulia Baita, Roger Guetta ve Andrea Bigiarini’yi özellikle anmak isterim. Beni en çok etkileyen çalışmalar genellikle büyük bir zevk ve hayranlıkla takip ettiğim Joyce Harkin, Clint Cline, Eleni Gemeni’ye ait eserler.
Yapmış olmayı arzu ettiğiniz mobil sanat eserini gösterir misiniz?
Kendinizle gurur duyduğunuz mobil sanat eserleriniz hangileri?
Bize fotoğrafla ilgili geçmişinizi ve mobil sanata geçişinizin nedenlerini söyler misiniz?
Hekimlik sürekli kendini geliştirmeyi ve güncel bilgileri takip etmeyi gerektiren bir meslek. Dermatolog olmam nedeniyle her tür deri lezyonunun fotoğrafını çekmeyi, hastalıklarla ilgili görsel arşiv oluşturmayı ve akademik hayatımda kendi çektiğim hasta resimleri ile öğrencilerime ders anlatmayı bir alışkanlık haline getirmiştim.
Ayrıca gittiğim her yerde gördüğüm güzel, ilginç ve değişik şeylerin, anların fotoğraflarını çekmeyi seviyorum. Çok uzun yıllardır bunu yapıyorum ve bundan da büyük bir zevk alıyorum. Sonradan dönüp baktığımda fotoğraflar bana o güzel yerleri ve anıları anımsatıyor. Şu an yanımda olmayan sevdiklerim ile o anları tekrar yaşıyorum.
İki yıl önce fotoğrafçılık ile ilgili kendimi geliştirmek için bir kurs arayışına girmiştim. Araştırma yaparken fotoğrafçılık ve mobil sanat konusu ilgimi çekti ve Mehmet Ömür’ün verdiği bir kursa katıldım. Bu kurs sayesinde hem çektiğim fotoğrafları nasıl daha iyi hale getireceğimi hem de mobil sanatın nasıl yapılabileceğini öğrenme yolunda ilk adımı attım. Küçük atölye çalışmaları ve sonrasında sosyal medyada katıldığım fotoğraf ve mobil sanat gruplarında kendimi geliştirmeye çalıştım. Önceleri tek tek aplikasyonları öğrenerek başladığım bu yolda, işi öğrendikçe birden fazla aplikasyonu aynı fotoğrafa uygulayarak, fotoğrafları keserek, birleştirerek ortaya çıkan birbirinden farklı sonuçlar giderek bende bağımlılık yaptı.
En çok ve severek kullandığınız 5 aplikasyon hangisi?İcoloroma, snapseed, distressed fx. Superimpose, fragment
Mobil sanatta sizi motive eder nedir?
Takip ettiğim mobil sanat sayfalarında yapılmış birbirinden güzel eserleri gördükçe daha çok çalışmak, daha çok öğrenmek ve üretmek istiyorum.
Eklemek istediğiniz şeyler var mı?
Bu alanın Türkiye’deki öncüsü olan Mehmet Ömür’e ve Tumobart üyesi tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Tumobart grupları içerisinde tüm arkadaşlarım harika işler yapıyorlar. Her birinin farklı enerjisi ve tarzı ürettikleri eserlere de yansıyor.
Dünyada bu işin önderliğini yapan ve bu sanatın sevilmesi, yaygınlaşması için yoğun çaba harcayan Joanne Carter, Giulia Baita, Andrea Bigiarini, Roger Guetta, Peter Wilkin ve Kerry Mitchell başta olmak üzere mobil sanata gönül veren diğer sanatçılara da teşekkür ediyorum.