Sanatın Dili ve Mobil Sanat

Damla Günay

Günümüzde sanat:
Kolay ulaşılabilen.
Herkesin yapabildiği.
Herkesin satın alabildiği hale gelmiştir.

Peki….
Herkes gerçekten sanat yapabilir mi?
Ya da,
Herkesin yaptığı sanat olabilir mi?

Francisco Goya, romantizm akımının önde gelen ismi; 1746-1828 yılları arası yaşamış. Goya resimlerini çizerken daha büyük fırça kullandığı için eleştirildi.
O dönemin eleştirmenleri, Andy Warhol’un konserve kutusunu görseler, herhalde kalp krizi geçirirlerdi.
İnsanlık tarihi boyunca sanatta
akımlar, duygular, kurallar, fikirler, doğrular hep değişti.
Bir tek sanatın dili değişmedi.

Mobil sanatta
sanatçının boyası, fırçası, tuvali ve fotoğraf makinesinin yerini,
dijital aletler ve yazılım proğramları aldı. Bunlar yeni sanat aletleri oldu.

Peki,
Mobil sanatta, sanatçı kim?
Sanatı yapan, kodları yazan yazılım mühendisi mi, yoksa kodu kullanan mı?

Teknoloji geliştikçe proğramlar daha da akıllanacak. O zaman ne olacak?
Noah Harari’in dediği gibi insan, bilgisayar ve makina birleşecek mi?
Zaman ne getirecek?

Sanatın hangi dalı olursa olsun…
İster iki boyutlu olsun, (resim, fotoğraf gibi).
İster 3 boyutlu olsun (heykel, mimarlık gibi).
İster 4 boyutlu olsun (peyzaj mimarlığı gibi).
Sanat dili ve alfabesi aynıdır.
Bu alfabe temel tasardır.
Temel tasarı bilmek sanatı, okur yazar hale gelmektir.
Temel tasar ilkeleri kontrast, uyum, denge, örüntü, ritim, boşluk, orantı, hiyerarşi, vurgu, harekettir.

Temel tasarımın, üstüne görsel algı, algı psikolojisi, estetik kuramlarını eklediğinizde sanatın dilini konuşmaya başlarız. Anlatmak istediğimizi anlatırız.
Sonuç olarak:
Sanatın dilini konuştuğunuz sürece sanatın ne ile ve nasıl yapıldığının hiç bir önemi yoktur.

Not: Aslında yakın gelecekte sanatın kim tarafından yapıldığının bir önemi kalmayacak. Bir yapay us programı tek başına sanat yapabilecek.